Benim gibi midesine düşkün bir adamın bu saate kadar aç kalmış olmasına şaşırarak bindim arabaya. Müşteri ilişkileri ekibinden Selim’le katıldığımız toplantı tam 2,5 saat sürdü. Ofisten uzak bir toplantı olduğunda günün çoğu zaten trafikte geçiyor. Toplantıyı da sayarsan, yemek yemeye fırsat bulamadığım zamanlar oluyor gerçekten. Bugün de öyle bir gündü. Yağmur yağmasaydı, Selim’i arkama atar motorla gelirdim ama yine 4 tekerlekliye kalmıştık. Trafik durumuna baktım telefondan. Feciydi! Malum, yağmurda İstanbul trafiği başkadır. Dönüş yoluna geçersek daha uzun süre aç kalacağımızıanlayınca, bir şey yiyelim bari dedik. Dedik ama pek de bilmediğimiz bir muhitte olduğumuz için nereye gitsek, nerede yesek bilemedik. Aklıma Kuponsa geldi. Belki yakınlarda bir restoran gösterir diye uygulamadaki haritayı açtım. Açlığa dayanabileceğim mesafede gösterdiği mekanlardan birisi ilgimi çekti. Et yemeyi zaten çok severim. Steak yazdığını görünce, Selim’in de fikrini alıp hemen karar verdim. Adını daha önce hiç duymamıştım aslında. Ramazan Bingöl Köfte & Steak. Trendlere uyan Türk işletmelerini seviyorum. Eti zaten milletçe çok severiz. E bunu trendlere uydurmak istiyorsan da son dönemde herkesin favorisi olan steak’i koyacaksın menüne. Nasıl bir yemek deneyimi olacağının merakıyla giderken, navigasyon hedefe ulaştınız deyince vardığımı fark ettim.
İçeriye girince psikolojik mi bilmiyorum ama daha çok acıktım. Masalardaki tabaklara kaydı gözüm. Gerçekten çok iyi görünüyordu. Hemen oturup menüye baktık. Adında steak geçen bir mekanda tereddütsüz biftek yerim. Biftek kelimesi aslında beefsteak’ten geçmiş dilimize. Öğrendiğimde şaşırmıştım. Menüde T-Bone Steak’i gözüme kestirdim, tabii ki az pişmiş istedim. Selim de Bonfile Burger denemek istedi. Öncesinde birer bu soğuk ilkbahar gününde içimizi ısıtıp, midemizi et şölenine hazırladık. Yemekler geldiğinde birkaç saniye tabağı inceledim. Oldukça sulu görünüyordu dışarıdan. Acaba içi nasıl diye düşünüp bir dilim kestim. O sulu pembe dilimi görünce ‘Helal olsun. Adamlar iyi pişirmiş’ dedim ve hemen ağzıma attım. Birkaç dakika Selim de ben de konuşmadan keyifle yemek yedik. İlk lokmalardan sonra sakinleşip sohbet etmeye başladık. Selim “Yemekleri ahşap tabaklarda servis etmek de pek moda oldu son yıllarda” dedi. Aslında, moda olduğu için değil, etin hızlı soğumasını engellemek için ahşap servis tabakları kullanılıyor diyerek bizim genci aydınlattım. 🙂 Yediğim T-Bone gerçekten çok lezizdi. T-Bone seçmemin nedeni gerçekten özel bir et olması. Biftekler arasında, üzerinde hem bonfile hem de kontrfile parçası olan tek çeşit T-Bone.
Karnımız doyduktan sonra tatlılarımızı da yedik ve artık trafikle baş edebileceğimize karar verip kalkmak üzere hesabı istedik. Bu Kuponsa bugün iyice gözüme girdi. Harika bir T-Bone yememe vesile olduğu gibi çorba ve tatlıların birer tanesini de hediye etti. Karnımız tok sırtımız pek, arabaya binip sohbet ederek trafiğe karıştık.
Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.